Monday, July 16, 2012

TAVŞAN REMZİ 5










Erol’u büyük bir ustalıkla atlattıktan sonra baktım karnım aç, hemen manavın yanına gittim. Bu sokakta en sevdiğim yerdir burası. Ahmet abi, beni gördüğü anda salatalıklarını hazır eder. Öyle beni sevmeye de kalkmaz. Bilir huyumu. Adamın dibisin Ahmet abi. Selam verip girdim manava. Tabii Ahmet abinin müşterilerle işi olduğu için cevap veremedi bana. Yoksa hep alırdı selamımı. Neyse, oturdum salatalıkların olduğu kasanın yanına, Ahmet abinin işinin bitmesini bekliyorum. O sırada sokağın şırfıntısı diye tabir ettiğimiz ablamız geldi. Bir kilo elma istedi. Ay ay, ne de kibar, ne de cilveli… Şerefsiz… Bu kadını Ahmet abi de ben de sevmeyiz. Ama Fevzi Bakkal, bu karıya çok düşkün. Pis abaza… Mustafa desen zaten o gay olduğu için bu karıya bakmıyordur bile. Neyse, aldı elmalarını gitti. Ahmet abi de müşterisi bitince hemen benim yanıma geldi. Az önceki kadınla ilgili birkaç kelam etti. Ben de onayladım Ahmet abinin dediklerini. O sırada da salatalıklarımı yemeye başladım. Baktım Ahmet abi, bana dertlerini açıyor, ben de kendi dertlerimi açayım da derman olur belki diyerekten Nalan’la aramdaki durumu anlatmaya başladım. Ahmet abi, dinledi de dinledi. En sonunda o da efkarlandı galiba ki oflayarak kasaya doğru yürüdü. Zavallı adamın başını şişirdik tabii. Neyse Ahmet abi, hadi bana eyvallah, sana hayırlı işler. 












No comments:

Post a Comment